Lem'alar

Lem'alar, Fihrist, 667. sayfadasınız.

يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ وَعَدَ اللهُ الَّذِينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُمْ مَغْفِرةً وَاَجْرًا عَظِيمًا * 1
olan üç âyet-i azimeden on vücûh-u i'câziyeden yalnız ihbar-ı bilgayb veçhinden sekiz ihbarat-ı gaybiyeyi beyan ediyor, şu üç âyet, tek başıyla bir mucize-i bâhire olduğunu ispat ediyor. Tetimmesinde,
فَاُولٰۤئِكَ مَعَ الَّذِينَ اَنْعَمَ اللهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَۤاءِ وَالصَّالِحِينَ وَحَسُنَ اُولٰۤئِكَ رَفِيقًا * 2
âyetinin mühim bir nükte-i i'câziyesini, Sûre-i Feth'in âhirindeki âyetin aynı ihbar-ı gaybîsi nev'inden, gaybî ihbarlarına işaret eder.
Hatimesinde, Kur'ân-ı Hakîmin tevafukat cihetinde i'cazî nüktelerinden gayet parlak bir nükte-i i'câziyesini beyan edip; Kur'ân Fâtiha'da Fâtiha Besmele'de Besmele, Elif, Lâm, Mim'de bir cihette dercedildiğini beyan ediyor. Hem, en münteşir ve mütedavil derkenar Mushaflarda lâfzullahın tevafukat-ı lâtife-i i'câziyesinden birisi şudur ki; sahifenin âhirki satırının yukarı kısmında bütün Kur'ân'da seksen ve aşağı kısmında yine Lâfza-i Celâl birbiri üstünde seksen olup tevafuk ederek gelmesi ve sayfalar arkasında tam muvafakatla birbirini göstermesi, âdeta seksen adetten bir tek Lafza-i Celâl tezahür etmesi; hem âhirki satırın tam ortasında elli beş ve başında yirmi beş, beraber yine seksen ederek; bu seksen, o iki seksene seksenlikte tevafuk ettikleri gibi, iki yüz kırk tevafukat-ı lâtife yalnız sayfanın âhirki satırlarında bulunması gösteriyor ki; Kur'ân'ı Azimüşşan'ın hem âyâtı, hem kelimatı, hem hurufatı herbiri, ayrı ayrı medâr-ı i'câz oldukları gibi, kelimatın nakışları ve hatları dahi ayrı bir şu'le-i i'câza mazhar olduğunu beyan eder.
SEKİZİNCİ LEM'A:.... 75

يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ وَعَدَ اللهُ الَّذِينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنْهُمْ مَغْفِرةً وَاَجْرًا عَظِيمًا * 1 olan üç âyet-i azimeden on vücûh-u i'câziyeden yalnız ihbar-ı bilgayb veçhinden sekiz ihbarat-ı gaybiyeyi beyan ediyor, şu üç âyet, tek başıyla bir mucize-i bâhire olduğunu ispat ediyor. Tetimmesinde, فَاُولٰۤئِكَ مَعَ الَّذِينَ اَنْعَمَ اللهُ عَلَيْهِمْ مِنَ النَّبِيِّينَ وَالصِّدِّيقِينَ وَالشُّهَدَۤاءِ وَالصَّالِحِينَ وَحَسُنَ اُولٰۤئِكَ رَفِيقًا * 2 âyetinin mühim bir nükte-i i'câziyesini, Sûre-i Feth'in âhirindeki âyetin aynı ihbar-ı gaybîsi nev'inden, gaybî ihbarlarına işaret eder. Hatimesinde, Kur'ân-ı Hakîmin tevafukat cihetinde i'cazî nüktelerinden gayet parlak bir nükte-i i'câziyesini beyan edip; Kur'ân Fâtiha'da Fâtiha Besmele'de Besmele, Elif, Lâm, Mim'de bir cihette dercedildiğini beyan ediyor. Hem, en münteşir ve mütedavil derkenar Mushaflarda lâfzullahın tevafukat-ı lâtife-i i'câziyesinden birisi şudur ki; sahifenin âhirki satırının yukarı kısmında bütün Kur'ân'da seksen ve aşağı kısmında yine Lâfza-i Celâl birbiri üstünde seksen olup tevafuk ederek gelmesi ve sayfalar arkasında tam muvafakatla birbirini göstermesi, âdeta seksen adetten bir tek Lafza-i Celâl tezahür etmesi; hem âhirki satırın tam ortasında elli beş ve başında yirmi beş, beraber yine seksen ederek; bu seksen, o iki seksene seksenlikte tevafuk ettikleri gibi, iki yüz kırk tevafukat-ı lâtife yalnız sayfanın âhirki satırlarında bulunması gösteriyor ki; Kur'ân'ı Azimüşşan'ın hem âyâtı, hem kelimatı, hem hurufatı herbiri, ayrı ayrı medâr-ı i'câz oldukları gibi, kelimatın nakışları ve hatları dahi ayrı bir şu'le-i i'câza mazhar olduğunu beyan eder. SEKİZİNCİ LEM'A:.... 75