İşarat'ül İ'caz, 21-22. âyetin tefsiri, 221. sayfadasınız.

cihetten bir benzeri olmayan Cenâb-ı Hakka nasıl bir sürü misil ve zıt yapıyorsunuz?"
Ve keza, bütün enva-ı şirkin reddine işarettir. Yani, "Ne zâtında ve ne sıfâtında ve ne ef'âlinde şeriki, şebihi yoktur."
Ve keza, vesenî, sâbiî, ehl-i teslis, ehl-i tabiat gibi firak-ı dâllenin tevehhüm ettikleri şeriklerin tabakalarına işarettir.
İhtar: Vesenî mezhebinin menşei, yıldızları ilâh itikad etmek, hulûlü tahayyül etmek, cismiyeti tevehhüm etmek gibi gülünç şeylerdir.
﴾ وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ 1 ﴿ Bu cümle ile âyetlerin sonunda zikredilen emsalî cümleler, İslâmiyetin menşei ilim, esası, akıl olduğuna işaret eder. Binaenaleyh, İslâmiyetin, hakikati kabul ve safsataevhamı reddetmek, şânındandır.
تَعْلَمُونَ 2 'ye bir mef'ulün terki, çok mef'ullerin takdirine sebep olmuştur. Demek, îcaz ve ihtisarı yapmakla itnab ve uzatmaktan kaçarken, daha ziyade itnaba, tatvîle sebep olmuştur. Yani, Allah'tan başka mâbudunuz olmadığını, halıkınızın bulunmadığını başka bir kadîr-i mutlak olmadığını ve mün'iminizin bulunmadığını bilirsiniz. Keza bilirsiniz ki, onların uydurdukları âlihe ve esnâm, bir şeye kàdir olmayıp, onlar da mahlûk ve mec'ûl şeylerdir.
ba

cihetten bir benzeri olmayan Cenâb-ı Hakka nasıl bir sürü misil ve zıt yapıyorsunuz?" Ve keza, bütün enva-ı şirkin reddine işarettir. Yani, "Ne zâtında ve ne sıfâtında ve ne ef'âlinde şeriki, şebihi yoktur." Ve keza, vesenî, sâbiî, ehl-i teslis, ehl-i tabiat gibi firak-ı dâllenin tevehhüm ettikleri şeriklerin tabakalarına işarettir. İhtar: Vesenî mezhebinin menşei, yıldızları ilâh itikad etmek, hulûlü tahayyül etmek, cismiyeti tevehhüm etmek gibi gülünç şeylerdir. ﴾ وَاَنْتُمْ تَعْلَمُونَ 1 ﴿ Bu cümle ile âyetlerin sonunda zikredilen emsalî cümleler, İslâmiyetin menşei ilim, esası, akıl olduğuna işaret eder. Binaenaleyh, İslâmiyetin, hakikati kabul ve safsatalı evhamı reddetmek, şânındandır. تَعْلَمُونَ 2 'ye bir mef'ulün terki, çok mef'ullerin takdirine sebep olmuştur. Demek, îcaz ve ihtisarı yapmakla itnab ve uzatmaktan kaçarken, daha ziyade itnaba, tatvîle sebep olmuştur. Yani, Allah'tan başka mâbudunuz olmadığını, halıkınızın bulunmadığını başka bir kadîr-i mutlak olmadığını ve mün'iminizin bulunmadığını bilirsiniz. Keza bilirsiniz ki, onların uydurdukları âlihe ve esnâm, bir şeye kàdir olmayıp, onlar da mahlûk ve mec'ûl şeylerdir. ba