Şualar

Şualar, Yirmi Dokuzuncu Âyet, 880. sayfadasınız.

dokuz yüz doksan dokuz (999) ederek Risaletü'n-Nur'un (eğer şeddeli ن , bir ن sayılsa) adedi olan dokuz yüz kırk sekiz (948) (eğer şeddeli ن , iki ن olsa) dokuz yüz doksan sekiz (998) sırlı, yani vahiy olmadığını ifade için bir tek farkla tevafuk edip ona îma eder.
Elhâsıl: Bu bir tek âyette mezkûr beş cümlenin münasebet-i mâneviyeyi gözeterek beş adet îmaları bir kuvvetli işaret, belki bir delâlet hükmüne geçebilir kanaati bana bunu yazdırdı. Hatâ etmişsem, Kitab-ı Mübîni şefaatçi edip Erhamürrahimînden kusurumun affını niyaz ederim.
سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَۤا اِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ * 1
ba

dokuz yüz doksan dokuz (999) ederek Risaletü'n-Nur'un (eğer şeddeli ن , bir ن sayılsa) adedi olan dokuz yüz kırk sekiz (948) (eğer şeddeli ن , iki ن olsa) dokuz yüz doksan sekiz (998) sırlı, yani vahiy olmadığını ifade için bir tek farkla tevafuk edip ona îma eder. Elhâsıl: Bu bir tek âyette mezkûr beş cümlenin münasebet-i mâneviyeyi gözeterek beş adet îmaları bir kuvvetli işaret, belki bir delâlet hükmüne geçebilir kanaati bana bunu yazdırdı. Hatâ etmişsem, Kitab-ı Mübîni şefaatçi edip Erhamürrahimînden kusurumun affını niyaz ederim. سُبْحَانَكَ لاَعِلْمَ لَنَۤا اِلاَّ مَا عَلَّمْتَنَا اِنَّكَ اَنْتَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ * 1 ba