Kastamonu Lahikası

Kastamonu Lahikası, 90. Mektup, 164. sayfadasınız.

- 90 -
Aziz, sıddık kardeşlerim,
Bu yeni hâdise-i taarruziyeden müteessir olmayınız. Çünkü mükerrer tecrübelerle Risale-i Nur inayet altındadır. Hiçbir taife, şimdiye kadar böyle ehemmiyetli hizmette bizler kadar az meşakkatle kurtulan olmamış.
Hem geçen Ramazan'daki hastalığım ve Eskişehir'deki musibetimiz gibi çok vâkıalarla, zâhirî sıkıntılı, meşakkatli hâlât altında Risale-i Nur'un fâidesine olarak inkişâfâtı ve daha tesirli fütuhâtı görülmüş. İnşaallah, bu sıkıntılı hâdise dahi, münafıkların aks-i maksuduyla, Risale-i Nur'un fütuhatını başka bir mecrâda teshile vesile olur.
Beşinci Şua, yirmi beş sene evvel mesâili yazılan, yalnız bir iki sahife tatbikat ilâve edilip Şuâlar'a giren Beşinci Şua ellerine geçmesi ehemmiyetlidir. Fakat bunda da bir hikmet var. Belki onlara, kendi mesleklerini bildirmek ve Cehenneme gidenin mahiyetini bilmek için fevkalâde iktidar haricinde bir kazâ-i İlâhidir, diye Cenâb-ı Hakkın hikmetine ve inâyetine ve hıfzına itimad edip merak etmeyiniz.
Hem siz, hem onlar bilsinler ki, sadaka belâyı def ettiği gibi, Risale-i Nur Anadolu'dan, hususan Isparta, Kastamonu'dan âfât-ı semaviye ve arziyenin def ve ref'ine vesiledir. Evet, Sabri'nin يَۤا اَرْضُ ابْلَعِى...وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِىِّ 1 âyetinden istihraç ettiği mânâ, haktır ve mutabıktır.
Evet, Risale-i Nur, sefine-i Nuh gibi Anadolu'yu Cebel-i Cûdî hükmüne getirip, küre-i arzın yangınından ve tufanından kurtulmasına bir sebeptir. Çünkü,

- 90 - Aziz, sıddık kardeşlerim, Bu yeni hâdise-i taarruziyeden müteessir olmayınız. Çünkü mükerrer tecrübelerle Risale-i Nur inayet altındadır. Hiçbir taife, şimdiye kadar böyle ehemmiyetli hizmette bizler kadar az meşakkatle kurtulan olmamış. Hem geçen Ramazan'daki hastalığım ve Eskişehir'deki musibetimiz gibi çok vâkıalarla, zâhirî sıkıntılı, meşakkatli hâlât altında Risale-i Nur'un fâidesine olarak inkişâfâtı ve daha tesirli fütuhâtı görülmüş. İnşaallah, bu sıkıntılı hâdise dahi, münafıkların aks-i maksuduyla, Risale-i Nur'un fütuhatını başka bir mecrâda teshile vesile olur. Beşinci Şua, yirmi beş sene evvel mesâili yazılan, yalnız bir iki sahife tatbikat ilâve edilip Şuâlar'a giren Beşinci Şua ellerine geçmesi ehemmiyetlidir. Fakat bunda da bir hikmet var. Belki onlara, kendi mesleklerini bildirmek ve Cehenneme gidenin mahiyetini bilmek için fevkalâde iktidar haricinde bir kazâ-i İlâhidir, diye Cenâb-ı Hakkın hikmetine ve inâyetine ve hıfzına itimad edip merak etmeyiniz. Hem siz, hem onlar bilsinler ki, sadaka belâyı def ettiği gibi, Risale-i Nur Anadolu'dan, hususan Isparta, Kastamonu'dan âfât-ı semaviye ve arziyenin def ve ref'ine vesiledir. Evet, Sabri'nin يَۤا اَرْضُ ابْلَعِى...وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِىِّ 1 âyetinden istihraç ettiği mânâ, haktır ve mutabıktır. Evet, Risale-i Nur, sefine-i Nuh gibi Anadolu'yu Cebel-i Cûdî hükmüne getirip, küre-i arzın yangınından ve tufanından kurtulmasına bir sebeptir. Çünkü,