İlk Dönem Eserleri

İlk Dönem Eserleri, 3. Şuaat (Marifetü'n-Nebi), 228. sayfadasınız.

Bizzarure gösterir ki; nurdan yapılmış o boru ve hakikatta kazılmış o ark, doğru menbâdan gelir. İnhiraf ve sakatlık yoktur. Şimdi o zâtı bize tanıttıracak pek çok sâdık muhbirler vardır.
Birincisi: Enbiya meclis-i sâmîsidir.
İkincisi: Huluk-u azîm merkezi olan Zât-ı Nûrânîsidir.
Üçüncüsü: Zaman-ı mâzidir.
Dördüncüsü: Asr-ı Saadettir.
Beşincisi: Başta Şeriat olarak zaman-ı müstakbeldir.
Altıncısı: Başta Kur'ân olarak mu'cizâtıdır.
Öyle ise haber almak için bunlara birer birer müracaat edeceğiz.
Hatta eğer mu'cizâtı noktasında mevcudatı istintak etsek; görecek ve işiteceğiz ki; âlem, enva ve ecnasıyla onun risaletine şehâdet ve mu'cizelerine delâlet ve hazine-i gaybdan getirdiği metâ-ı âlîye dellâllık ediyor. Güya âleme teşrif ettiğinde, her bir nev' kendi lisân-ı mahsusuyla alkışladığı gibi; Sultan-ı Ezel, zemin ve âsumanın evtarını intak edip, her bir tel başka lisân ile mu'cizâtının nağamatını inşâd etmekle, o sadâ-yı şirin bu kubbe-i mînada ilelebed tanînendaz etmiştir.
GüyaHaşiye âsuman, kendi mirac ve melek ve kamerin elsine-i semâviyesiyle risaletini tebrik ediyor.
Ve zemin, kendi hacer ve şecer ve hayvanın dilleriyle mu'cizelerine senâhan oluyor.

Bizzarure gösterir ki; nurdan yapılmış o boru ve hakikatta kazılmış o ark, doğru menbâdan gelir. İnhiraf ve sakatlık yoktur. Şimdi o zâtı bize tanıttıracak pek çok sâdık muhbirler vardır. Birincisi: Enbiya meclis-i sâmîsidir. İkincisi: Huluk-u azîm merkezi olan Zât-ı Nûrânîsidir. Üçüncüsü: Zaman-ı mâzidir. Dördüncüsü: Asr-ı Saadettir. Beşincisi: Başta Şeriat olarak zaman-ı müstakbeldir. Altıncısı: Başta Kur'ân olarak mu'cizâtıdır. Öyle ise haber almak için bunlara birer birer müracaat edeceğiz. Hatta eğer mu'cizâtı noktasında mevcudatı istintak etsek; görecek ve işiteceğiz ki; âlem, enva ve ecnasıyla onun risaletine şehâdet ve mu'cizelerine delâlet ve hazine-i gaybdan getirdiği metâ-ı âlîye dellâllık ediyor. Güya âleme teşrif ettiğinde, her bir nev' kendi lisân-ı mahsusuyla alkışladığı gibi; Sultan-ı Ezel, zemin ve âsumanın evtarını intak edip, her bir tel başka lisân ile mu'cizâtının nağamatını inşâd etmekle, o sadâ-yı şirin bu kubbe-i mînada ilelebed tanînendaz etmiştir. GüyaHaşiye âsuman, kendi mirac ve melek ve kamerin elsine-i semâviyesiyle risaletini tebrik ediyor. Ve zemin, kendi hacer ve şecer ve hayvanın dilleriyle mu'cizelerine senâhan oluyor.