Barla Lahikası

Barla Lahikası, 152. Mektup, 259. sayfadasınız.

İşte lâyüad velâ yuhsa nurların bîpâyân füyûzatı, zümre-i muvahhidîni medyûn-u şükran bırakmıştır. اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 1
Heman Cenâb-ı Hak cümle Ümmet-i Muhammedi envâr-ı Kur'âniyeden müstefid ve hakikî muvahhidîn sınıfına ilhak ve şimdiye kadar gafletle geçirdiğimiz zamanlardan, defter-i a'mâlimize yazılan seyyiatımızı, rahmetiyle afv buyursun. Âmin.
 Hulûsî-i Sâni
 Sabri
• • •
- 152 -
Zekâî'nin bir fıkrasıdır.
Üstadım,
Bir meydan-ı mücadele ve imtihan olan şu dünyanın her köşesinde beşere ders-i ibret olacak bir hâdise, bir nümune eksik değil... Her yerde muhtelifü'l-mizaç insanlarda ayrı ayrı temâyülât-ı kalbiye bulunuyor. Hâdisat-ı dünyeviye içinde, en elîm olan şeyin, meslek-i uhreviye ve diniye perdesi altında vahşet ve hayvaniyet ruhlarıyla karşılaşmak olduğunu tecrübelerim ve müşahedelerim bana öğretiyor.
Evet, ehl-i iman için mucib-i teessür şeyler, kendisini ıslah-ı hale irca etmek üzere, ubudiyetle Hâlıkına yalvarırken, bir mülhidin uysal bir mahlûk gibi sokularak, birkaç zaman hileli etvar gösterdikten sonra, ruhunun çirkinliğiyle

İşte lâyüad velâ yuhsa nurların bîpâyân füyûzatı, zümre-i muvahhidîni medyûn-u şükran bırakmıştır. اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ 1 Heman Cenâb-ı Hak cümle Ümmet-i Muhammedi envâr-ı Kur'âniyeden müstefid ve hakikî muvahhidîn sınıfına ilhak ve şimdiye kadar gafletle geçirdiğimiz zamanlardan, defter-i a'mâlimize yazılan seyyiatımızı, rahmetiyle afv buyursun. Âmin.  Hulûsî-i Sâni  Sabri • • • - 152 - Zekâî'nin bir fıkrasıdır. Üstadım, Bir meydan-ı mücadele ve imtihan olan şu dünyanın her köşesinde beşere ders-i ibret olacak bir hâdise, bir nümune eksik değil... Her yerde muhtelifü'l-mizaç insanlarda ayrı ayrı temâyülât-ı kalbiye bulunuyor. Hâdisat-ı dünyeviye içinde, en elîm olan şeyin, meslek-i uhreviye ve diniye perdesi altında vahşet ve hayvaniyet ruhlarıyla karşılaşmak olduğunu tecrübelerim ve müşahedelerim bana öğretiyor. Evet, ehl-i iman için mucib-i teessür şeyler, kendisini ıslah-ı hale irca etmek üzere, ubudiyetle Hâlıkına yalvarırken, bir mülhidin uysal bir mahlûk gibi sokularak, birkaç zaman hileli etvar gösterdikten sonra, ruhunun çirkinliğiyle