Barla Lahikası

Barla Lahikası, 202. Mektup, 340. sayfadasınız.

- 202 -
Sâlifü'z-zikr eserler hakkında bir arîzacık da bu fakir ve âciz talebeniz takdim-i huzur-u fâzılâneleri niyetinde isem de, esasen emel ve gayelerimiz bir olduğu için, Hafız Ali Efendi kardeşimin şu mektubunun meâlini tekrarla iktifa eylediğimi arz ve hâk-i pâ-yi ekremîlerini öperim, efendim.
 Pür-kusûr talebeniz
 Hulûsi-i Sâni
• • •
- 203 -
 Hulûsi Beyin fıkrasıdır.
Aziz ve muhterem Üstadım,
Nurların intişarında berk gibi bir sür'at lâzım gelirken cüz'î bir betâetten her zaman esefle bahsettiğim, malûm-u âlîleridir. Yakın vakitte bazı müştaklar daha söz dairesine iltihak ettiler. Kalbime gelen bir ihtarla keyfiyet-i intişarı düşündüm ve şu hakikatleri hissettim, hattâ kani oldum:
Mübarek Sözler ve Mektuplar tamamen olmasa bile bu muhitte de hem de yazılmadan hayli intişar etmişler. Civar diğer vilâyet kazâlarında, bu âsârı görmek ve işitmek isteyenler çok varmış. Fesübhânallah, bu kadar cüz'î ve nâkıs hizmetten bu derece faide elde edilmesi de gösteriyor ki, bu Sözler ve Mektuplar hakikaten "Nur" isminin tecellîleridir ki, suhuletle intişar ediyorlar. Bu hal karşısında hayretle tefekkürde iken, Bismillah ismini alan Birinci Söz, hatırıma getirildi. Ve şöyle düşünmeye başladım. Dünyaya arkasını çeviren Üstad, Hazret-i Gavs'ın teşvikiyle belki delâletiyle Kur'ân'ın gayr-ı mekşuf bir hazinesinden

- 202 - Sâlifü'z-zikr eserler hakkında bir arîzacık da bu fakir ve âciz talebeniz takdim-i huzur-u fâzılâneleri niyetinde isem de, esasen emel ve gayelerimiz bir olduğu için, Hafız Ali Efendi kardeşimin şu mektubunun meâlini tekrarla iktifa eylediğimi arz ve hâk-i pâ-yi ekremîlerini öperim, efendim.  Pür-kusûr talebeniz  Hulûsi-i Sâni • • • - 203 -  Hulûsi Beyin fıkrasıdır. Aziz ve muhterem Üstadım, Nurların intişarında berk gibi bir sür'at lâzım gelirken cüz'î bir betâetten her zaman esefle bahsettiğim, malûm-u âlîleridir. Yakın vakitte bazı müştaklar daha söz dairesine iltihak ettiler. Kalbime gelen bir ihtarla keyfiyet-i intişarı düşündüm ve şu hakikatleri hissettim, hattâ kani oldum: Mübarek Sözler ve Mektuplar tamamen olmasa bile bu muhitte de hem de yazılmadan hayli intişar etmişler. Civar diğer vilâyet kazâlarında, bu âsârı görmek ve işitmek isteyenler çok varmış. Fesübhânallah, bu kadar cüz'î ve nâkıs hizmetten bu derece faide elde edilmesi de gösteriyor ki, bu Sözler ve Mektuplar hakikaten "Nur" isminin tecellîleridir ki, suhuletle intişar ediyorlar. Bu hal karşısında hayretle tefekkürde iken, Bismillah ismini alan Birinci Söz, hatırıma getirildi. Ve şöyle düşünmeye başladım. Dünyaya arkasını çeviren Üstad, Hazret-i Gavs'ın teşvikiyle belki delâletiyle Kur'ân'ın gayr-ı mekşuf bir hazinesinden